Hayatın
ilk iki yılı temel güven duygusunun oluştuğu oldukça önemli bir dönemdir. Bir
insanın davranışlarının şekillenmesinde hayatının ilk iki yılının etkisi çok
büyüktür. Bu dönem çocuğa bakım veren
kişi ile bebek arasında kurulan bağın etkisini görebilmekteyiz. Böylece anne ve
çocuk arasında kurulan bağın etkisi göz önünde bulundurarak dengeli davranışlar
sergilemek gerekir. Çocuğun öfkesine öfke ile karşılık vermek, çocuğa fiziksel
şiddet uygulamak veya bir çocuğu durduk yerde öfkelendirmek, sürekli kızmak
onun hayatının ilk iki senesini de ve sonrasını da çok olumsuz etkilemektedir.
Çocuklarda
belli başlı davranış kalıpları mevcuttur. Yeni doğan bebeğin emme refleksi ile
elini ağzına götürmesi, elini emmesi, yedi aylık bir bebeğin ayaklarını hızlı
hızlı ileri geri oynatması, dokuz aylık bebeğin emekleme davranışı, bir yaş bebeğinin her yeri karıştırmak
istemesi gibi iki yaş çocuğunun da konuşmak için gayret etmesi ve bununla
beraber, bazı öfkeli davranışlar göstermesi gayet tabi doğal bir süreçtir. Isırma,
vurma, tekmeleme eylemine sıkça rastlanır iki yaşındaki çocuklarda. Ne denirse
aksini yapmaya çalışır. Kendi isteklerinin derhal yapılmasını ister.
Bu
dönem her anne baba için zor olduğu kadar çocuk için de zor bir dönemdir.
Ebeveyn için artık karşısındaki kişi bir bebek değildir, tam anlamıyla çocuk da
değildir. Gene de hareketleri çok bilinçli değildir. Fakat burada anne ve
babanın çocuğa sınırlar koyması, yaptığı şeyin güzel olmadığını çocuğa geri
bildirimde bulunması, oldukça kabul edilir bir yöntemdir. Başta belirtildiği
gibi kızmak, bağırmak veya davranışa misilleme yapmak çocuktaki olumsuz
davranışı pekiştirmekten öteye geçmez.
İki
yaş çocuklarında ısırma davranışı sıkça görülür. 0-2 yaş dönemi bebeklik
dönemidir. Bu dönemde bebek meme emer. 1 yaşın sonuna kadar dişleri yoktur.
Dişleri olmadığı için ara sıra damakları ile annenin meme ucunu ısırır ve bu
alışkanlık haline gelir. Aslında yapmak istediği şey çıkmakta olan diş
yerlerini kaşımak amaçlıdır. Bebek ısırdıkça anne sızlanmaya bazen de çığlık
atmaya başlar ve bazen ceza vermek isteyip meme vermek istemeyebilir. Anne
sızlandıkça, bağırdıkça, bebek yaptığı ısırma davranışının hayat bulduğunu
görür ve bunu devam ettirir. Çünkü tam olarak yaptığı ısırma davranışının neye
karşılık geldiğini anlamamıştır. Bu davranışı tekrar ettikçe etraftaki insanlar
eğer güler ve ah ne güzel ısırdı gibi sözcükler kullanırsa çocukta bu pekişir,
2 yaşında olduğunda bu alışkanlığını her yerde sürdürebilir. Oyun niteliğinde
görüp, başka insanlar üzerinde de denemek ister.
İki
yaş çocuğu için temel güven duygusunun oluşması, annenin çocuğa davranış şekli
ile ilgilidir. Çocuğa güvende olduğunu hissettiren ve dış dünyadaki
tehlikelerden korumaya çalışan bir anne için hayat çocuk merkezlidir. Hayatın
merkezine çocuğunu koyan bir anne çocuğa hem dış dünyadaki tehlikeleri onun yaş
seviyesine göre anlatır öğretir hem de başına gelebilecek tehlikelerden korur.
Bunları öğretirken sakin ve rahat davranırsa çocukta o derece rahat olur,
hayata bakış açısı olumlu olur. Fakat çocukla arasına sürekli bir mesafe koyan,
onu dış dünyadaki tehlikelerden korumayan, kendisini yetersiz olarak gören,
çocuğuna ve etrafına karşı saldırgan davranan anne kendini tehdit altında
hisseder. Böyle hisseden, korkan bir ebeveyn korkutan bir ebeveyndir. Böylece
dış dünyayı tehdit olarak algılayarak gelişen bir çocuk, saldırgan davranışlar
gösterir. Buna ısırmak veya vurmakla başlayabilir. Isırınca ısırılarak veya
vurunca vurularak karşılık verilirse çocuk bu davranışının onaylandığını
düşünür ve yapmaya devam edebilir.
Sonuç
olarak çevresel faktörler davranışın gelişmesinde çok önemli etkiye sahiptir.
Bunda anne ve babanın kapsayıcı ve normal düzeyde koruyucu tutumu
olumsuzlukları bertaraf etmekte etkilidir. Çocuk ısırma eylemine geçtikçe sözel
olumsuz geri bildirim verilebilir ama bu uyarı niteliğinde olmalıdır. Tehdit
içeren uygulamalardan ve sözel ifadelerden kesinlikle kaçınılmalı, ısırma
davranışını olumlu ve komik gibi gösteren bir tutum içerisine de
girilmemelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder